Acıttığın kalbimin çaldığın zamanımın
kırdığın onurumun hesabını sormuyorum
korkma sormayacağım sana içimi dökmek değil
sana bir cümle sitem etmiyorum etmeyeceğim
şiirlerin dili var atık ben senle konuşmuyorum
sevmemek şöyle dursun seni senden nefret bile etmiyorum
yüzüme güldün seni seviyorum dedin
senin için ölürüm aşkım dedin
arkamdan onca iş çevirdin

On İki Yıl Sonra
Düşünsene bir kere daha yıllar geçmeden
Unutmuşsun bile beni kuytu köşelerde
Söz verdiğin gibi sensiz hiç olamaz derken
Masum bakışlarınla yalan mı söylüyordun
Asla inanmam inanmadım yaptıklarına
O gün seni koklayıp yüzüne baktığımda
Ellerin titrek bakışların can alıcıydı
Gerçekti sözlerin sanki o ağladığında
Soğukta üşüyüp titrerken parmaklarımız
Uyuşan çeneler en güzel lafları derken
Masum dokunuşları yaparken ellerimiz
Ömre bedeldi sanki gözlerinin gülüşü
Yalan mı yoksa sahte miydi o bakışmalar
Yağmurda yan yana sırılsıklam ıslanmalar
Karda bırakılan ayak izleri koşmalar
Duracak sandığım kalbimin attığı anlar
Bilirsin çok zaman oldu seni görmeyeli
Dün bir bu gün iki sanki geçmiş ömür gibi
Soldurdun baharda yeşerttiğim çiçekleri
Dün seni ararken kaybettim ümitlerimi
İsyanlarla tanıştım karanfille beklerken
Uykularımı nöbetçi diktim gecelere
Bu gün ise on iki yıl oldu sen gideli
Ve senden sonra on iki yıl daha yaşlandım
Ve geriye kalan saçlarımı da ağarttım
Dizlerimdeki ağrılar da çekilmez oldu
En son bir gözlük aldım bir derece daha fazla
Biraz oturup düşündüm çıkmam ki bu yaza
Hayatı iki damla göz yaşında sakladım
Ağlamak isterken bıraktım umutlarımı
Kurumak bilmeyen göz pınarlarım
Ve senden sonra sana hiç mi hiç ağlamadı
Parmaklarımla saydım tam on iki yıl oldu
Yemyeşil balkonumuzu sarartıp gideli
Önce insanlar geldi üstüme sonra şehir
Sokaklar cani gibi ben tuttum matemini
Zaman bıçak gibi değdi mi kesip atıyor
Geçen her günün acısı içime batıyor
Yarası kalsaydı gölgeni de götürseydin
Zaman her şeyi silse de izi silinmiyor
Kapattım eski defteri yazacak kalmadı
Geçmişi toplayıp tarttım faydası olmadı
Şimdi seni sildim kalbimden gerek kalmadı
İnsan nasıl olsa öğreniyor yaşamayı
Hadi topla kırdığın kalbin parçalarını
Şimdi de döktüklerini getir bir araya
Ellerinde tutsak düşmüş tam on iki yıl var
Bu kadar yıldan sonra bıraksan neye yarar
ihanetini kahpeliğini hazmedemiyorum
bana attığın tekmeyi hazmedemiyorum
seni ALLAH affetsin ben affedemiyorum
Bütün belalar üstüme gelsin razıyım yeterki sen gelme
uzak dur uzak dur benden seni istemiyorum
seni ALLAH affetsin ben affedemiyorum
,
KAYIP
Bir fırtına koptu sen giderken sakin denizlerde
Bir taş yuvarlandı uçurumdan aşağıya doğru
Gök kükredi fırladı yerinden kıyametler coştu
Şimşekler çaktı bulutlar sen giderken ellerimde
Gökyüzü karardı simsiyah hüzün çöktü dağlara
Yeşillikler sarardı hayalet şehre döndü evim
Seninle vedalaşırken boğuldum hıçkırıklara
Bir çatırtı kopuverdi sen giderken yüreğimde
Resmini alıp karşıma duvarla konuştuğumda
Elimde kalan bir tel saçlarını kokladığımda
Hayallerimin bittiğini o gün anladığımda
Büyükçe bir parça koptu sen giderken bedenimde
Seni gördüğüm yerde yüzüne bakıp yanından geçmem
sana değil bir hatır sormak sana ALLAH ın selamını bile vermem
seni ahirette bile istemem seni hiç istemem
seni ALLAH affetsin seni yaratan ALLAH affetsin ben affetmem
Senden çektiklerim yeter varlığın azrailden beter
senden tek dileğim var ne olur karşıma çıkma yeter seni istemem
seni ALLAH affetsin ben affetmem ben affedemem